DİP'in 5. Kongresi: Kıbrıs kimsenin parçası, yavrusu, kumarhanesi, kara para aklama merkezi ya da uçak gemisi olamaz! Kıbrıs Kıbrıslılarındır!

DİP'in 5. Kongresi: Kıbrıs kimsenin parçası, yavrusu, kumarhanesi, kara para aklama merkezi ya da uçak gemisi olamaz! Kıbrıs Kıbrıslılarındır!

Gerçek gazetesi ve internet sitesinde daha önce haberleştirdiğimiz ve dünya ve Türkiye durumunun analizleri ve bu analizlerden çıkan görevlerin yer aldığı karar metinlerini yayınladığımız Devrimci İşçi Partisi'nin 5. Kongresi'nin kararlarından Kıbrıs'a ilişkin enternasyonalist görevlerin yer aldığı kararı aşağıda yayınlıyoruz.

Kıbrıs Kıbrıslılarındır. Kıbrıs, Türk ve Rum Kıbrıslıların ortak vatanıdır. Ne var ki sömürgeciler ve emperyalistler Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakmıyor.

Türkiye’nin KKTC üzerindeki himayesi bugün Türk lirası değer kaybettikçe yoksullaşan halk gerçekliğinde kendini göstermektedir. “Sizi biz kurtardık” sözü her daim başına kakılan Türk Kıbrıslılar, Türk lirasından kurtulmanın arayışındadır. Herkes bilmektedir ki Türk lirası adaya Türk askeriyle gelmiştir. Gözleri önünde, narenciye cenneti yurdunun kumarhane bataklığına dönüştürüldüğünü gören Türk Kıbrıslılar sömürgeciliğe karşı haklı bir hürriyet isteği ve iradesi içindedir.

Ancak kurtuluş avroda ve Avrupa Birliği’nde de değildir. Adanın kuzeyi Türkiye’nin kumarhanesi haline gelirken AB üyesi güneyi Avrupa’nın ve Rusya’nın kara para aklama merkezine dönüşmüştür. Nitekim 2013’teki bankacılık kriziyle Kıbrıslılar Avrupa emperyalizmi gerçekliğine çarpmıştır. Bu sefer 10 milyar avroluk paketleriyle Kıbrıslıları kurtarmaya gelen Avrupalı emperyalistler adaya İMF’yle çıkartma yapmıştır. Kıbrıs halkına kurtarılmanın bedeli acımasız kemer sıkma politikalarıyla ödetilmiştir.

Annan Planı’ndan sonra Guterres Planı da ölü doğmuştur. Akıncı ve AKEL’in ölüyü diriltme çabası da boşunadır. Planların birbiri ardına çökmesinin başlıca sebebi Kıbrıs halkının adanın her iki yanında da kendi kaderi üzerinde söz sahibi olamamasıdır. Bir diğer önemli sebep ise adanın bölünmüşlüğünü kendi varlığının garantisi olarak gören İngiliz emperyalizmidir. Türkiye ve Yunanistan yıllardır garantör devletler olarak adadadır ancak adada garanti altında olan yegâne varlık İngiliz Üsleri Ağrotur ve Dikelya’dır.

Kıbrıs, bugün Doğu Akdeniz’deki gaz hesaplaşmasının tam ortasında yer alıyor. Emperyalizmin av sahasında Kıbrıslılar kendi doğal kaynakları üzerindeki hâkimiyet kuramıyor. Gaz kavgasında Yunanistan, Mısır ve İsrail eksenine dâhil olan adanın Güneyi, Türkiye’nin gaz üzerindeki hak iddiasının aracı haline getirilen Kuzeyi ile karşı karşıya geliyor. Avrupa Birliği ise ada halklarının barışa kavuşmasının değil Fransız ve İtalyan enerji tekellerinin gaza ulaşmasının aracıdır. Alman emperyalizmi de gaz havzasına gözünü dikmiştir. Merkel, petrol şirketleriyle değil bankalarıyla Kıbrıs’ı mali boyunduruk altına alarak parsa toplamaya çalışmaktadır. ABD emperyalizmi, Exxon Mobil ile sahadadır. Bu petrol devinin korumalığını lanetli 6. Filo yapmaktadır. ABD’nin Doğu Akdeniz gaz savaşındaki vekili İsrail’dir.

İsrail Doğu Akdeniz gazı üzerindeki yakınlaşmayı fırsat bilerek Kıbrıs’tan bir liman da talep ediyor. Böylece hem ada ve Doğu Akdeniz üzerinde etkisini arttırmayı, hem de bölgeyi bir açık hava hapishanesine çeviren gayrı meşru Gazze ablukasını sürdürmenin maliyetsiz bir yolunu edinmeyi amaçlıyor. Eğer müzakereler olumlu sonuçlanırsa emperyalizmin Ağrotur ve Dikelya üslerinden sonra Siyonizmin bu yeni üssüne karşı da mücadele etmek gerekecektir.

Kıbrıs Kıbrıslıların olduğu kadar Kıbrıs sorunu tüm Akdeniz’in emekçi halklarının sorunudur. Doğu Akdeniz’den emperyalistleri kovmak, ABD’yi arkasına, Siyonizmi yanına alan şer eksenlerini kırmak, Kıbrıs’ı emperyalizmin uçak gemisi olmaktan çıkarmak tüm bölge halklarıyla ortak amacımızdır. Filistin, kendi doğal kaynaklarını İsrail hırsızından kurtarmadan Türk ve Rum Kıbrıs halkının kendi zenginlikleri üzerinde egemen olması mümkün değildir. Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve İncirlik’in kapatılması, Kıbrıs’ın AB boyunduruğundan kurtulması ve İngiliz üslerinin kapatılması aynı mücadelenin cepheleridir.

Kıbrıs sorunu, Ege denizi üzerindeki iddialar ve bazı başka sorunlarla birlikte, 20. yüzyılın ikinci yarısının neredeyse tamamında Türkiye ile Yunanistan’ın arasındaki ilişkileri zehirlemiştir. 1999 depreminin ve onu kısa süre sonra izleyen Yunanistan’daki depremin ardından iki devletin yürüttüğü yumuşama diplomasisi, aslında AB içinde bir araya gelme ve sorunları çözme umudunun bir yansımasıydı. Şimdi Doğu Akdeniz’de İsrail, Mısır ve Kıbrıs açıklarında keşfedilen gaz yatakları üzerindeki rekabet, Balkanlar’da verilen hâkimiyet mücadelesi ve darbeci subayların Yunanistan’a sığınması ile birleştiğinde, Ege sorunlarını da depreştirerek iki ülke arasında vahim bir tırmanmaya yol açmış bulunuyor. Yakın gelecekte yüksek bir olasılık olarak görünmese de, bu tırmanışın bir savaş havası estirmesi karşısında komünistler, iki ülkenin işçi ve emekçilerinin çıkarlarının böyle bir savaştan ancak yara alacağının bilinciyle bu savaşa karşı mücadele eder, böyle bir savaş patlak verdiği takdirde ise savaşın her iki ülkede proletaryanın iktidara geçmesi yoluyla sona erdirilmesi için gereken her çabayı gösterirler.

Ortaya koyduğumuz bu koşullar altında adada eşitliğin, kardeşliğin ve barışın yolu Kıbrıs halkının Kıbrıs’ın sahibi olmasından geçmektedir. Kıbrıs halkı için İngiliz üslerinin kapatılması ve adadaki tüm yabancı askerlerin çekilmesinden başka çözüm ve garanti yoktur. Devrimci İşçi Partisi, Türkiye’de mücadele yürüten bir parti olarak Türkiye’nin KKTC üzerindeki askeri, siyasi ve mali boyunduruğunu kaldırması için öncelikli olarak mücadele edecektir.

Kıbrıslı anti-emperyalist/enternasyonalist Türk ve Rum devrimcileri ile ortak hareket etmek, Kıbrıs işçi sınıfının birleşik ve devrimci partisinin inşasında onlara omuz vermek görevimizdir. Bu görevi Yunanistan’da kendi hâkim sınıflarına karşı uzlaşmaz bir mücadele yürüten kardeş partimiz EEK’le birlikte ve dayanışma içinde omuzlamaya devam edeceğiz. Akdeniz’in tüm devrimci birikimini ve dinamizmini emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı seferber etmek için tüm ilerici güçlere çağrılarımızı yineleyeceğiz. Kıbrıs’ı barışın ve kardeşliğin adası, Akdeniz’i dünya devriminin muzaffer bir havzası yapmak için yorulmak bilmeden çalışacağız.  

Kıbrıs Kıbrıslılarındır!

Kahrolsun sömürgecilik ve emperyalizm!

Yaşasın Bağımsız Birleşik Sosyalist Kıbrıs!

Devrimci İşçi Partisi 5. Kongresi