Açlık dayatmasını kırmanın yolu örgütlü mücadele!
Asgari ücretin açlık sınırına çıpalanmasının başlıca sebebi işçi sınıfının genel örgütsüzlüğüdür. Çünkü açlık sınırının üstüne sadece sendikalı olan ve toplu sözleşme yapabilen işçiler çıkabiliyor. Patronların işçilerin ve ailelerinin haline bakıp da insafa geldiği, kârlarını azaltma pahasına işçilere geçinebilecekleri ücretleri vermesi görülmüş şey değildir. Yürürlükteki toplu iş sözleşmesi (TİS) sayısı 5516 ve TİS kapsamında çalışan işçi sayısı sadece 2,2 milyon! Bu rakam toplam işçilerin yüzde 13,39’una tekabül ediyor. Hal böyle olunca, örgütsüz işçi sınıfının açlık dayatmasıyla karşı karşıya kalması kaçınılmaz oluyor.
Bu dayatmayı kırmanın tek yolu örgütlü mücadele. Yani sendikalı olmak ve patronların açlık dayatmasına cevabı onlara toplu sözleşmeyi dayatarak vermek. Bu konuda da büyük engeller mevcut elbette. Sendikalaşan işçilerin işten atılması ve işe iade davalarının uzun sürmesi adeta bir terör etkisi yaratıyor. Türkiye’deki hukuk sisteminde iddia sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür. Masumiyet karinesi vardır. Sadece işçiler işten atıldıklarında haklılıklarını ispat etmek zorunda bırakılıyorlar. Tüm baskılara rağmen işçiler sendikalaşmak için yeterli çoğunluğu sağlasa dahi patronlar sendikal yetkiye itiraz ediyor ve yine yıllar süren yetki davaları süresince işçiler toplu sözleşmesiz kalıyorlar. Yetki davalarının yüzde 90’ından fazlası sendika lehine sonuçlanıyor ama pek çok sefer yetki kesinleşinceye kadar patronlar içeride sendikalı işçi bırakmamış oluyor.
Bu durum işçilerin asgari ücret konusunda esas olarak neyi talep etmesi gerektiğini de gösteriyor. Zam oranlarından bahsetmenin bir manası yok. Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın, işçi sınıfı geçinebileceği ücreti patronlardan söke söke almasını bilecektir.
-
İşten atmalar yasaklansın!
-
İşçiye masumiyet karinesi! İspat yükü patrona!
-
Sendikal yetki davaları hızlandırılsın! Yetki davası sonuçlanıncaya kadar sendikanın yetkisi geçerli olsun ve toplu sözleşme süreci yürüsün!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2025 tarihli 195. sayısında yayınlanmıştır.






