Olağanüstü direnişlerden olağanüstü kongreye: Tekgıda-İş nereye gidiyor?

Olağanüstü direnişlerden olağanüstü kongreye: Tekgıda-İş nereye gidiyor?

Tekgıda-İş sendikası 27 Eylül’de olağanüstü kongre yaptı. Bir sendika ya da herhangi bir kurum neden olağanüstü kongreye gider? Adı üstünde olağanüstü bir şeyler olmuş olmalı değil mi? Gerçekten de oldu! 2024 yılında Tekgıda-İş işçi sınıfı tarihine geçen eylemlere imza attı. Bunlardan en önemlisi 6 ay süren Polonez direnişiydi. Ama aynı zamanda tütün işçilerinin grevi, Eker işçilerinin ve Perfetti işçilerinin direnişi de bu dönemde oldu. Bu sürecin arkasında ise Banvit ve Cargill gibi direnişler, Belkarper ve Adkotürk grevleri gibi oldukça sert geçen mücadeleler vardı. Tekgıda-İş bu mücadelelerle Türkiye’nin gündemine geliyor ve işçi sınıfı için umut oluyordu. Tekgıda-İş tüm sendikalardan çok önemli bir özelliği ile ayrılıyordu. Sadece yasal prosedür sonucu çıkılan grevlerdeki işçilere değil sendikal örgütlenme dolayısıyla işten atılan ve direnen işçilere de güçlü bir maddi destek sunuluyordu. İşçinin aidatı işçiye harcanıyordu. Biz de bunu tüm sendikalara örnek olarak gösteriyorduk. Tüm bu başarılarda sahada iki mücadeleci işçi önderi Suat Karlıkaya ve Yunus Durdu’nun, sendikanın yönetiminde de Genel Başkan Mustafa Türkel’in önemli bir rolü vardı.

Bu hakkı her zaman teslim ettik. “Polonez işçisi nasıl kazandı?” yazımızda şöyle demiştik: “Polonez işçisi, Tekel’in direniş geleneğini bugüne taşıyan, işçiden aldığı aidatı direnişteki işçiye harcayan Tekgıda-İş’le ve bu sendikal anlayışı yıllardır hayata geçiren Mustafa Türkel’le buluştu. Tekel’in önderlerinden Yunus Durdu Polonez işçisinin komutanı oldu. Polonez işçisi barikatları aşarken yine Tekel’in önderlerinden Suat Karlıkaya’yla birlikte savaştı. Polonez işçisi, önderliği ile bütünleşti, zorluklar karşısında yılmadı, birliğini bozmadı. A planı tıkandığında B planına geçti. Bazen gelişine vurdu. Yeri geldi keçi gibi direndi yeri geldi tırtıl gibi ilerledi. Kelebek gibi uçmaya arı gibi sokmaya da hazırdı. Polonez işçisi böyle kazandı!”

Sonrasında Polonez işçisinin meydanda kazandığını masada kaybettiğini de gördük. Perfetti sözleşmesi büyük hayal kırıklığı yarattı. Sendika kötü sözleşmelere imza atmaya başladı. İşler en son Eti Gıda’da patronla kol kola işçi kıyımı yapmaya kadar vardı. 2024’ün olağanüstü mücadeleleri birilerini olağanüstü rahatsız etmişti. Biz bu rahatsızlığı Polonez direnişi sırasında sezmeye başlamıştık. Gün gün, saat saat tarihi yazılacak. Polonez işçilerinin günlüklerinde hepsi var. Perfetti işçilerinin hafızasında saniye saniye her şey kayıtlı. Kimse merak etmesin, bu tarih bu mücadelenin önderlerinin hatalarını da yazacak. Ama Tekgıda-İş’i Türk Metal gibi bir sarı sendikaya dönüştürmek isteyenlerin ihanetini de yazacak. Hatalar düzeltilmelidir, muhasebesi yapılmalıdır, işçilere hesap verilmelidir ve gelecek mücadeleler için dersler çıkarılmalıdır. Ama ihanetin izahı da affı da yoktur!

Evet Tekgıda-İş bürokrasisinin bir kanadı grev ve direniş çadırlarını, işçilere verilen dayanışma paralarını bu sendikanın geleneğinden söküp atmak için olağanüstü bir çaba içine girmiş ve sonunda bunu başarmıştır. Olağanüstü kongre sonucunda sadece Genel Başkan Mustafa Türkel kaybetmemiş, sendikayı direne direne var eden Yunus Durdu ve Suat Karlıkaya gibi işçi önderlerinin de iş akitleri feshedilmiştir. Ne var ki işçi mücadelesine iş akdiyle değil gönül bağıyla bağlı olanların ekmek ve hürriyet kavgasına bağlılıklarını feshedemezsiniz. Polonez işçileri gibi sendikasına aidat bağıyla değil üzerindeki sendika önlüğüne damlayan kanıyla bağlanmış işçilerin hesap sormasını engelleyemezsiniz. 

Sendikanın mücadeleci geçmişini silmeye çalışanlar kongre salonunda yüzlerine yeni genel başkanın maskelerini takarak, konfetiler patlatıp, meşaleler yakarak sendikaya nasıl bir rota çizdiklerini de göstermişlerdir. Bu çocukça hareketler de nerden çıktı demeyin. Türk Metalli işçiler bu şovları çok iyi bilir ve tanır. Konfetiler patlamaya, meşaleler yanmaya başlamışsa ya işçi satılmıştır ya da satış yakındır. İşte Tekel’den Polonez’e direnişin sendikası olmuş olan Tekgıda-İş’e çizilen rota Türk Metal rotasıdır. Ama madem bu rotayı çizdiler o zaman özendikleri sendikanın yakın tarihini biraz daha iyi araştırsınlar. Bir fırtına gelir o maskeleri söküp atar. Konfeti patlatıp meşale yakan delegeler ihanetlerin hesabını soran işçilerden kaçacak delik arar.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır.