Ukrayna’nın Sivas katliamı!
2013 Kasım ayından Şubat sonuna kadar süren bir mücadele sonunda Ukrayna emperyalizmin kampına doğru bir geçiş yaptı. Daha doğrusu, başkent Kiev ve ülkenin batı bölgeleri, ABD, AB ve NATO ile bütünleşme yolunda büyük bir adım attı. Batı ve Türkiye medyası, Maidan ya da sonradan konulan adı ile Euro-Maidan denen merkezi meydanda toplanan kitlelerin AB yanlısı liberal bir eğilimde olduğu temasını işliyordu. Oysa halktan gizlenen çok farklı bir şey vardı: Euro-Maidan’ın esas gücü, Svoboda (ironi duygusuyla seçilmiş bir isimle “Özgürlük”) ile Praviy Sektor (Sağ Sektör) adlarındaki açıkça faşist, hatta Nazi örgütleri ve onların silahlı adamlarıydı. Bu büyük gücün yarattığı ağırlık, Batı’nın esas muhatabı olan liberallerin kurduğu hükümete Nazilerin de altı bakanla katılması ile sonuçlanacaktı. Uzun yıllardır faşizm Avrupa’da yalıtılmış, kıstırılmış, bastırılmış bir siyasi akımdı. Şimdi ilk kez bir Avrupa ülkesinde faşist hareket hükümet koalisyonunun ortağı!
Ukrayna’nın doğusu ise bu gerici ayaklanmayı sindiremedi. Nüfusunun büyük çoğunluğu düpedüz Rus olan Kırım, kısa süre içinde düzenlenen bir referandumla Ukrayna’dan ayrıldı, Rusya’ya iltihak etti. Ama iş bununla kalmayacaktı. Tarihsel nedenlerle ülkenin batısı Avrupa kültürü ile bütünleşmiş olduğu halde doğusu çok daha fazla Rus kültürünün bir parçası olmuştur. Çoğunun ana dili Rusçadır, bazısı doğrudan doğruya Rus ailelerden gelmektedir. Doğu aynı zamanda Ukrayna proletaryasının da merkezidir. Özellikle Donbas adını taşıyan il, hem kömür madenleriyle, hem de demir-çelik sanayisiyle proletaryanın merkezidir. İşte bu bölgeler Kiev’deki liberal-faşist ittifakına karşı çıkmaktadır. Birçok kentte (Slavyansk, Kromatorsk, Donetsk, Odessa ve onlarca daha küçük kentte) halk belediye binalarını, yerel başka yönetim organlarının binalarını, sendika binalarını ele geçirerek barikatlar kurmuş, kimi yerde eski orak-çekiçli Sovyet bayrağının da kullanıldığı bir “halk cumhuriyet”i ilan etmiştir. Kiev Ukrayna ordusunu bu asilerin üzerine göndermeye kalktığında, askerler Ukrayna’nın yeni cumhurbaşkanı Turçinov’un ifadesiyle “düpedüz ihanet” içine girmiştir. Sokaklardaki sıradan halka ateş etmekten kaçınmış, yer yer halkın yanına geçmiştir. Kısacası, Doğu’da basbayağı bir halk ayaklanması başlamıştı ve Kiev’deki haydut hükümet bu ayaklanma ile başa çıkamıyordu.
İşte Praviy Sektor’un faşist çeteleri bu aşamada harekete geçti. Birkaç bin Praviy Sektor taraftarı silahlandırılmış olarak doğuya, isyan halindeki halkın üzerine yollandı. Çeşitli şehirlerde çatışmalarda bazı insanlar öldü. Ama en ağır bilanço liman kenti Odessa’da yaşandı. İsyancılar “Sendikalar Evi” olarak bilinen binayı işgal etmişlerdi. Faşistler binayı sardılar ve kundakladılar. İtfaiye ve polis bir buçuk saat boyunca gelmedi. Olayın sonunda kimi yanarak, kimi dumandan boğularak, kimi binadan aşağıya atladıktan sonra faşistler tarafından katledilerek henüz sayısı tam olarak bilinmeyen onlarca insan (40 rakamı sık sık telaffuz ediliyor) hayatını yitirdi. Ukrayna’nın Sivas’ı! Bu katliam, ABD’nin, AB’nin ve NATO’nun özgürlük ve demokrasi adına desteklediği bir hükümetin bakışları altında ve o hükümetin ortaklarından birinin militanları tarafından işlendi!
Kurbanlardan biri de Devrimci İşçi Partisi’nin Ukrayna’daki kardeş örgütü Akıntıya Karşı’nın üyelerinden Elena Radzihovskaya'nın oğlu olan Andrey Bradhevskiy. Yukarıda ve aşağıda resmini gördüğünüz Bradhevskiy ilerici ve ülkeyi oligarkların değil halkın yönetmesi gerektiğine inananların sendikası olan Borotba’nın üyesi.
Ukrayna’nın bütün asilerine, faşistlere karşı mücadele içinde halkın iktidarını kurmak için mücadele eden bütün insanlara başsağlığı dileriz. Yoldaşımız Elena Radzihovskaya’ya yaşadığı bu derin acı dolayısıyla sabır dileriz. Devrimci İşçi Partisi ve kardeş güçleri, Ukrayna işçi sınıfını ve emekçi halkını yalnız bırakmayacaktır! Mücadele uluslararası bir mücadeledir. Odessa'daki Sendikalar Evi'nin yakılışı, Avrupa çapında faşizmin Mart ayında isyancı işçilerin Saraybosna'da hükümet konağını yakışına bir cevap olarak okunmalıdır. (Elbette orada kimse ölmemişti. Sadece gaddar bir iktidar sisteminin simgesi olan bir bina yakılmıştı.)
Bütün dünyanın işçi hareketini, sosyalistlerini ve anti-faşistlerini Ukrayna’daki kardeşlerimizin çevresinde safları sıklaştırmaya çağırıyoruz.