Hendek işçi katliamı davasının yedinci duruşması görüldü
Sakarya Hendek’teki Coşkunlar havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan 7 işçinin hayatını kaybettiği, 127 işçinin yaralandığı patlama sonrasında fabrikanın patronları Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Coşkun ile fabrika müdürleri, ustabaşı ve iş güvenliği uzmanlarına karşı açılan davanın 7. duruşması, 31 Ocak ve 1 Şubat’ta, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Yaşar Coşkun, işçilerin ailelerine kan parası teklif ettiğini itiraf etti
Duruşmadan önce fabrikanın patronlarından, yaşı ve sağlık sorunları bahanesiyle tutuksuz yargılanan Ali Rıza Coşkun’un işçi ailelerini arayıp para karşılığı şikâyetten vazgeçirmeye çalıştığı ortaya çıktı. Patron Yaşar Coşkun, para karşılığı şikâyetten vazgeçirme organizasyonunun talimatını kendisinin cezaevinden verdiğini, parayı da cezaevinden bağlantılarını kullanarak bulduğunu söyledi. Bu açık itiraf patronların cezaevinde olsalar dahi para ile tüm kirli ilişkiler ağını sürdürdüklerini gösteriyor.
Patronlar mevzilerini korumak için canlarını dişlerine taktı!
Duruşmanın ilk günü, savcılık mütalaasına karşı ailelerin ve avukatlarının beyanları alındı. Avukatların beyanlarında, MÜSİAD’ın ve AKP’nin katliamdaki rolüne ve cinayetlerin üstünün örtülmesine ilişkin açıklamaları ve katliamı “iş cinayeti” olarak nitelemeleri bulunuyordu. Patron Yaşar Coşkun ve avukatları, sürekli müdahale edip beyanları kesmeye çalıştı. Söz sırası patron Yaşar Coşkun ve avukatlarına geldiğinde, savunmalarının büyük kısmını MÜSİAD’ı, AKP’yi koruma gayretine ve “iş cinayeti” tanımlamasının anayasaya aykırı olduğunu kanıtlamaya çalışmakla harcadılar. Öyle ki, her duruşmada uzun uzun işçi canlarını satın alma karşılığı tahliye talep etmelerinin yerini bu duruşma sermaye örgütlerini savunma aldı.
Patron Yaşar Coşkun ve avukatları, mahkeme heyetine de patronluk tasladı!
Tıpkı Soma davasında olduğu gibi bu duruşmada da savcılık mütalaasında, patronlar için bilinçli taksirle cezalandırma istenmişti. Aileler ve avukatları ise yargılamanın başından beri, patronların kaza olabileceğinin farkında olarak olası kast suçundan cezalandırılmalarını ve sanıklardan olası kasta ilişkin ek savunma almalarını talep ediyordu. Duruşmanın birinci gününün sonunda ısrarlı mücadele sonucu mahkeme bu talebi kabul etti. Heyet ilk kez sanıkların olası kasttan savunma vermesini istedi.
Patron Yaşar Coşkun ve avukatları, mahkemenin ek savunma talebinden sonra, ailelere ve ailelerin avukatlarına yönelik patlamanın yaşandığı günden beri sürdürdükleri tehdit, hakaret ve saldırılarını bu kez de mahkeme heyetine yöneltti. Patron Yaşar Coşkun, mahkeme heyetinin yönlendirildiğini iddia ederek heyeti vatana ihanetle suçladı. Mahkeme heyetinin üyeleri genç kadın hakimlere, “Hepimiz müslüman adamlarız. Siz daha gençsiniz, daha iyi yerlere gelirsiniz inşallah. Elinizi vicdanınıza koyarak karar verin” diyerek, aba altından sopa göstermeye çalıştı. Sanık Yaşar Coşkun "Ben sizin heyetinize güvenmiyorum. Ben savunmalarımı aslolarak yüksek mahkemelerde ilerleyen aşamalarda yapacağım" savunmasını yaptı. Katil patrona bunları dedirten özgüven hiç şüphesiz, Soma davasında Yargıtay’ın olası kasıttan verdiği cezanın istibdadın türlü oyunlarla, Yargıtay üyelerini değiştirilerek cezanın bozulmasından ileri geliyor.
Tüm iş cinayetlerine ilişkin süregiden cezasızlık politikasının önünü tıkamak için, karar duruşmasında destek verelim!
Mahkeme heyetinin, sanıklardan olası kasta ilişkin ek savunma talep etmesi sadece Hendek davası için değil tüm iş cinayeti davaları için olumlu bir gelişme. Bu durum aileler için bir nebze umut ışığı oldu. Bu umut ışığı herhangi bir rehavete mahal vermemeli.
Mahkeme, karar vermek üzere duruşmayı 28 Şubat tarihine erteledi. Bir sonraki duruşma, iş cinayetlerinde cezasızlık politikalarına karşı zafer kazanmak için emekçilerin, sendikaların, meslek örgütlerinin ve baroların bu duruşmaya katılması gerekmektedir.