İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin grevci işçilerine sahip çıkalım!

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İzBB) bağlı İZELMAN ve İZENERJİ şirketlerinde çalışan ve 23 bin belediye işçisini ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uzlaşmazlıkla sonuçlanması sonrası Genel-İş sendikasında örgütlü işçiler 29 Mayıs Perşembe günü greve çıktı.

İşçiler yine İzBB’ye bağlı farklı şirketlerde kendileriyle aynı işi yapmasına rağmen daha farklı ücret alan işçiler ile aralarındaki ücret farkının ortadan kaldırılmasını talep ediyor. Bu yüzden “eşit işe eşit ücret” talebi grevin ana sloganı olmuş durumda. İzBB Başkanı Cemil Tugay ise bu konuda topu önceki Başkan Tunç Soyer’e atarak geçen yılki seçimden önce Belediye-İş sendikasıyla yapılan sözleşmeyi “sorumsuzluk” olarak nitelendiriyor.

Cemil Tugay işçi ve sendika düşmanlığına devam ediyor

Karşıyaka Belediye başkanı olduğu dönemde işçi düşmanlığıyla nam salan Cemil Tugay, grev sürecinin başından beri işçi ve sendikaya olan düşmanlığını çirkin yöntemlerle ortaya koyuyor. Giydirilmiş ve brüt ücret tekliflerini net ücret teklifiymiş gibi hem kendi sosyal medya hesaplarından hem de İzmir’in çok takip edilen haber hesaplarından yayarak “işçiler 59 bin lirayı kabul etmiyor” diyerek işçileri emekçi halka hedef gösteriyor. Genel-İş sendikası ise patron tarafının teklifinin yüzde 29 zam olduğunu ve bu oranın kabul edilmesi halinde net ücretlerin 44 bin ila 46 bin lira arasında değişeceğini açıklayarak gerçekleri ortaya serdi.

Bunlar olurken bir yandan ilçe belediyelerine talimat vererek grev kırıcılığı yapan ve bunu engelleyen grev gözcülerini halka hedef gösteren Cemil Tugay, son olarak kazanılmış tüm yan hakları içeren maddeleri sözleşmeden çıkararak net 65 bin lira ila 80 bin lira arasında değişen ücretler teklif ettiğini sosyal medya hesabından açıkladı. Belediye işçilerinin uzun yıllar süren mücadeleleri sonucu kazanılmış tüm hakları bir anda silebileceğini düşünerek kendince Kayseri pazarlığı yapıyor.

Genel-İş bürokrasisinin sorumluluğu

Genel-İş sendikası İzmir’de örgütlü olduğu belediyelerde son yıllarda oldukça kötü örnekler ortaya koydu. CHP’li belediyelerle sınıf uzlaşısı yönelişinin hâkim olduğu bu süreçte defalarca kez grev öncesi veya grev anında sözleşmeler işçilerin onayı olmadan imzalandı. Toplu işten çıkarmaların yaşandığı belediyelerde işçiler sendika bürokrasisinin ihanetine uğradı. Bugün Genel-İş sendikasının bürokratları, İzmir’de günlerdir süren bu grevi 23 bin belediye işçisinin tabandan baskısıyla grev kazanıncaya dek sürdürmek durumunda kalıyor. Sendikanın önceki örneklerine aşina olan Cemil Tugay işte bunun şaşkınlığını da yaşayarak ne yapacağını bilmez şekilde tivitler atıyor. Cemil Tugay’ın “İstanbul Belediyelerine yönelik operasyonlar yapılırken İzmir’de grev mitingi yapılmasını nasıl anlayalım?” sorusunu sorması sendikanın CHP ile kurduğu ilişki göz önüne getirildiğinde mantıklı bir yere oturuyor. Aslında alt metinde grevci işçileri iktidara hizmet etmekle suçluyor!

Bu greve sahip çıkalım!

Bugün İzBB işçilerinin grevine şu ya da bu sebeple “iktidara yarıyor” diyerek sırt çevirmek tam olarak iktidara ve düzene yarayacak tutumdur. Cemil Tugay geçen yıl imzalanan sözleşmeyle nispeten iyi ücretler alan işçilerin ücretlerini onlara çok görmekte, bugünkü sözleşmeyle insanca yaşanacak ücret talep eden işçileri sefalete razı etmek istemektedir. Bugün yaşanan grevle İzmir’in emekçi halkı mağdur oluyorsa bunun sorumlusu işçilerin taleplerini kabul edilemez gören Cemil Tugay’dır. Dolayısıyla İzmir’in emekçi halkını tüm düşmanlaştırma girişimlerine karşın bu grevi sahiplenmeye, grevci işçilere omuz vermeye davet ediyoruz. Cemil Tugay’ın bu grevi ezmesine, sendika bürokratlarının greve ihanet etmesine izin vermeyelim. Bu grev hepimizin!