Gün ışığına çıkan yol: Akıllı ol! Grevci işçilerle ol!

Gün ışığına çıkan yol: Akıllı ol! Grevci işçilerle ol!

22 Ekim’de güneş panelleri üreten Smart Solar işçileri Gebze’de greve çıkıp “bu işyerinde grev var” pankartını astığında arkada bir slogan dikkatimizi çekti. Slogan derken işçilerin grev sloganlarından bahsetmiyoruz. Şirketin markasının sloganı: “Think Smart Act Solar” Türkçe çevirisi “akıllı düşün güneşle davran!”. Daha edebî olsun isterseniz “Akil düşün şemsî davran” da diyebiliriz. Şemsî demek Eski Türkçe’de güneşle ilgili olan demekmiş. Bu slogandan patron tarafı pek nasibini almamış belli ki, akil olmayı kurnazlıkla karıştırıyor. Bloomberg’e çıkıp borsa yatırımcılarına uçuyoruz kaçıyoruz diye hikâye anlatan patron sözleşme masasında “batıyoruz” diye ağlayıp zam diye masaya hakaret eder gibi 3 bin lira koymuş, işçiyi hem aşıyla hem işiyle tehdit ederek sonuç almaya çalışıyor. İşçinin Bloomberg kanalını izlemesine de gerek yok. İşçiler ne ürettiğini nasıl ürettiğini biliyor. Nasıl mesaiye kaldıklarını nasıl fabrikanın solar panellerle birlikte para bastığını biliyor. Şirket küçülmüyor büyüyor. Patron yaptığı yatırımların maliyetini zarar gösterip kurnazlık yapmaya çalışıyor. İşçi ise bizim hakkımızı ver, derdini de bize değil git bankaya anlat diyor.

Patron şemsî de davranmıyor. İşlerini gündüz aydınlığında değil siyasetin karanlık koridorlarında yürütüyor. Ankara’da iktidarın adı kamuoyunda “beşli çete”ye çıkmış oligarklarına kurdurulan solar panel tesisi, metal iş kolunun mücadeleci sendikalarından korunmak için enerji iş koluna alınınca Smart Solar patronu da bu kapıdan girip Gebze’deki fabrikası metal iş kolunda olduğu halde İzmir’de açtığı yeni tesisini enerji iş kolunda gösterdi. Gebze’de fabrikaya fiilî grev ve işgalle giren Birleşik Metal-İş sendikası varken İzmir’de Tes-İş sendikası patronun çağrısı ile gelip örgütlendi. Bu fabrikalar güneş enerjisi üretmiyor, metal işleyerek enerji üreten cihazları imal ediyor, dolayısıyla da gün ışığında bu fabrikaların metal iş kolundan başka bir iş kolunda olduğunu kimse iddia edemez. Mesele sermayenin çıkarı olunca devlette iş kolları yönetmeliği değil patronların nazı geçiyor.  

Gebze’de bir sınıf kavgası var. Bu kavganın akil düşünen, şemsî davranan ve ahlaklı olan tarafı belli… Grevci Smart Solar işçileri! Smart Solar işçileri 2022 yılında son derece akil düşünmüş ve ekmekleri için sendikalı olmuşlardı. İşçiler şemsî davrandı. Gün ışığında hakkını aradı. Sendikalı olmanın hak olduğu, sendikalaşmayı engellemenin, sendikal sebeple işten atmanın, baskı kurmanın vb. suç olduğu Anayasa’da ve yasalarda gün gibi açıktı. Ama Smart patronu 2022’de bir öncü kadın işçiyi işten atarak sendikalaşma hareketini kırmak istedi. Karşılığında işçilerin en akil en şemsî en ahlaki tepkisini gördü: Birimiz hepimiz için hepimiz birimiz için diyen işçiler, tüm vardiyalardan tek bir fire vermeden hep birlikte direnişe geçti ve 23 Haziran gecesi başlayan fabrika işgali hem atılan işçiyi geri aldırdı hem de patron, sendikayı tanımak zorunda kaldı. Smart işçisinin toplu sözleşmeye kavuşması da kolay olmadı. Baskılara karşı işçiler birliklerini hiç bozmadı. Mahkemelerde sürünen yetki davasını kaldırıldığı raflardan aşağı –yine Adliye önünü eylem alanına çevirerek– indirdi.

Bu grevin işte böyle bir geçmişi var. Yani Smart işçisi kurnazlıkla alt edilemez. Smart Solar işçileri zammı beğenmedi diye greve çıktı zanneden yanılır. Hayır! Smart Solar işçisi mücadeleyi bilir, sınıf bilinçli öncülere sahiptir ve nihayet bu kavganın en ön safında emekçi kadınlar vardır! Smart Solar işçisi zam derdinde değil sınıf kavgasındadır. Dolayısıyla kalkıp arkanıza siyaseti ve iş birlikçi sendikacıları alıp İzmir’deki işçiyi Gebze’deki işçiyle birbirine kırdırmaya çalışırsanız alacağınız cevap bellidir: Yaşasın işçilerin birliği! Smart Solar’ın işgal, grev, direniş okulundan geçmiş işçilerini işiyle aşıyla tehdit ederseniz alacağınız cevap bellidir: İş-Aş-Hürriyet! Smart işçisi grev diyerek patronu karanlıklardan çıkıp gün ışığında davranmaya, şemsî olmaya çağırmıştır. O gün ışığı ki kan emici patronlar sınıfına korkudur, açlık sınırının altındaki sefalet ücretlerinin dayatıldığı milyonlarca işçi emekçi ailesine umuttur. Bu grev ülkeyi gün ışığına çıkartacak yolu da göstermektedir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2025 tarihli 194. sayısında yayınlanmıştır.