Kürt milletvekillerine saldırı hazırlığı

Aralarında ne fark olursa olsun, düzenin güçleri, sadece AKP ve MHP değil, CHP de, sadece Sabah, Yeni Şafak, Yeni Akit değil Sözcü ve Aydınlık da, iş Kürtlere düşmanlığa gelince sözleşmiş gibi aynı tavırda birleşiyor. Sözcü, birdenbire Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü kesiliyor. Aydınlık AKP’nin ampulünün ışığını saçıyor etrafa!

15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ, PKK ve DAİŞ’in aynı merkezden yönetilmekte olduğunu en yüksek sesle Sözcü haykırdı mesela. Aydınlık ise sadece Türkiye’de değil Suriye’de de Kürtlere düşmanlığı en ileri götüren odaklardan biri.

CHP lideri Kılıçdaroğlu ise kısa süre önce, Ağustos sonunda PKK’nin Elazığ’daki bombalı saldırısından sonra şu dehşet açıklamayı yaptı: "Terörü bitirmek için muhalefetten ne istiyorsanız vermeye hazırız.” Aynı beyefendi 10 Ekim 2015’te Ankara’da 100’den fazla canın yitirildiği intihar saldırısının ertesi günü de şöyle demişti: "Teröre ve şiddete karşı atılacak her adıma koşulsuz, amasız destek vermeye hazırız.” Kılıçdaroğlu’nun siyasi zekâsı ne olup bittiğini hemen anlamaya müsait olmayabilir. Vah CHP’ye! Ama daha sonra belgeleri ortaya çıktı: DAİŞ’in intihar bombacıları hakkında ihbar vardı, ama Ankara Emniyeti içinde görmezlikten gelinmişti. Buna rağmen o belgeleri kimse araştırmadı bile. 11 Ekim’de uyanamamış olan Kılıçdaroğlu, sonradan deliller ortaya çıkmış olduğu hâlde hâlâ “Terörü bitirmek için muhalefetten ne istiyorsanız vermeye hazırız” diyebilmektedir! Bu hükümete verilecek destekle Türkiye’deki kitle katliamlarına karşı çıkılmayacağını hâlâ mı anlayamadınız?

Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunundaki en sefil politik tutumu ise yasama dokunulmazlığının kaldırılması olayında görüldü. Şimdi tam da bu yüzden HDP’li milletvekilleri topun ağzındadır.

İşaretler birikiyor

Efkan Ala’nın azlinin AKP içinde ciddi çatlaklara işaret ettiğini Gerçek geçen sayısında ortaya koymuştu. Ne var ki, sadece Efkan Ala’nın görevden alınması değil önemli olan. Yerine kimin geldiği de önemli. Yeni İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, artık var olmayan Doğru Yol Partisi geleneğinden geliyor. Tansu Çiller-Mehmet Ağar ekürisinden. Yani ünlü 1993 konseptinin esas mimarlarının öğrencisi. O göreve geldikten sonra Mehmet Ağar en az bir toplantıda boy gösterdi. Öyle görünüyor ki Soylu Kürt hareketine ve halkına karşı özel bir operasyon hazırlamak için göreve getirildi. Muhtemelen kolları sıvadı bile: Eylül ortasında bölgenin 22 ilinin emniyet müdürlerini bir araya getirerek önemli bir toplantı düzenledi.

Öte yandan, başlatılacak saldırının dünyadan ciddi bir tepki alması ihtimaline karşılık hazırlıklar yapıldığı da anlaşılıyor. Bütün dünyada sempati yaratmış bir Selahattin Demirtaş’ın ve diğer önde gelen HDP’lilerin zora dayalı biçimde ifadeye götürülmesi, özellikle Avrupa’dan çok büyük tepki alacaktır. Bunu hesaplayan hükümet büyük bir ihtimalle Suriyeli mülteci kozunu yeniden oynamaya hazırlanıyor. Eylül ayında bir hafta boyunca Yunanistan’a akan mülteci sayısının aniden yaz ortalamasının beş katına çıkması, muhtemelen bir prova idi. Suriyeliler AKP için tam bir rehine topluluğu hâline gelmiş bulunuyor. Erdoğan, ne zaman Avrupalıları belirli bir konuda kendi yönelişine razı etmek istese, “vana”yı açıyor, Suriyeli akımını arttırıyor. Şayet HDP milletvekillerine saldırı başlarsa, aynı anda Yunanistan’a Suriyeli akımının da hızla artacağını beklemek gerekir.

Binlerce Kürt öğretmenin görevden alınması, belediyelerin kayyıma devri de muhtemelen Kürt halkının göstereceği tepkiyi etkisizleştirmenin bir başka yöntemi olarak düşünülmüştür.

Kürtlerin siyasi iradesini çiğneyemezsiniz!

HDP milletvekilleri 7 Haziran 2015 seçimlerinde 6 milyon oy alarak meclise girmişlerdi. 1 Kasım’ın propagandasız ve mitingsiz “hayalet seçim”inde bile HDP 5 milyon oy almayı başardı. Şimdi bu milletvekillerini zorla ifadeye sürüklemek, hatta daha ileri giderek tutuklamak, milyonlarıyla halkın iradesini ayaklar altına almak olacaktır! 1993 konsepti uygulanırken Orhan Doğan’lara, Hatip Dicle’lere, Leyla Zana’lara yapılanı tekrarlamak olacaktır. Gerçek, geçen yıl 1993 konseptine nazire olarak 2015 konseptinin uygulamaya konulmuş olduğunu vurgulamıştı. Böyle bir saldırı yapılırsa 2015 konsepti 1993’le aynı yolda bir adım daha atmış olacaktır. Kürt halkı kardeşimizdir. İşçi sınıfı halkın iradesinin ayaklar altına alınmasını kabul etmemelidir!

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.