Kaliforniya Üniversitesi sisteminde dev grev!

Kaliforniya Üniversitesi sisteminde dev grev!

Elli bine yakın Kaliforniya Üniversitesi çalışanı, 14 Kasım tarihinden beri grevde.

Sitemizin okurları, iki yıl önce, pandemi ortaya çıkmadan hemen evvel öğretimden sorumlu asistanların sendika liderliğinin talimatlarını delerek fiili bir greve çıktığını hatırlayacaktır. Bu grev her ne kadar militanca yürütülmüşse de hem yasal bir zemine yaslanmadığından hem de yalnızca öğretim asistanlarıyla sınırlı olmasından dolayı pandemi ortaya çıkınca hızla çözülmüştü.

Ancak aradan geçen iki yılda hayat şartları giderek daha zorlaştı. Bu esnada laboratuvarlarda çalışan, öğretimden sorumlu olmayan asistanlar ve “post-doc” diye bilinen, yani doktorasını tamamlamış da olsa kadrolu bir iş bulamadığı için asistanlığa devam eden çalışanlar da öğretim asistanlarıyla aynı sendikaya katıldı. Nihayet sendika liderliği, tabandan gelen basıncın etkisiyle sözleşme süresinin geçen ay dolmasını fırsat bilerek süresiz grev ilan etti. Son olarak, iki yıl önceki fiili greve katılmış asistanlar, geçmişteki hata ve eksikliklerden ders çıkarmayı, uzun uzun örgütlenmeyi ihmal etmedi.

Dolayısıyla bu grev, iki yıl önceki fiili greve göre bilinç, sayı, örgütlenme kapasitesi ve yasal dayanak olarak çok daha güçlü. Üstelik tabandaki çalışanlar militanlıklarından hiçbir şey yitirmemiş görünüyor. Kampüslere yeri geldiğinde sembolik barikatlar kuruluyor. İhaleler yoluyla üniversite bürokrasisini zengin eden inşaatların önüne İngilizce’de picket line denen grev gözcülüğü hatları kuruluyor, inşaatın devam etmesine müsaade edilmiyor. Okula gelip giden postayı taşıyan işçilerle konuşuluyor, posta işçilerine grev hattını geçmeyecekleri söyleniyor. Üniversite yönetimi yasal tehditler içeren emailler atıyor, asistanlar umursamaksızın faaliyetlerine devam ediyor.

Grevden önce umursamaz tavırla Kayseri pazarlığı yapan üniversite yönetimi, şimdi hemen her gün birbiri ardına yeni teklifler gündeme getiriyor. Zoom üzerinden yapılan pazarlık görüşmelerine tabandan işçiler de katılıyor, gerek söz alarak gerek yandaki sohbet işlevi üzerinden taleplerini dile getiriyor, üniversite yetkilileriyle alay ediyor.

Ancak maalesef sendika yönetimi eski teslimiyetçiliğini koruyor. Şu anda yıllık 54 bin dolarlık maaş talebinde ısrarcı olsalar da, enflasyon ve kira artışı oranında yıllık zam talebinden vazgeçmiş durumdalar. Tabandan işçiler bu duruma itiraz etseler de şikayetlerini liderliğe iletmekte zorlanıyor. Bu da sendika bürokrasisinin en yakıcı ekonomik talepler karşısında bile ne kadar kayıtsız, teslimiyetçi davranabileceğini gösteriyor.

Eğer bu grev başarıya ulaşırsa hem Kaliforniya siyasetinde, hem özelleştirme belasıyla boğuşan kamu eğitiminde, hem de asistanların bağlı olduğu, metal sektörünü de örgütleyen UAW sendikası içinde büyük değişikliklere yol açabilir. Tabandan işçilerin militanlığı ve örgütlülüğü, patronlarun açgözlülüğüne ve bürokratların kaypaklığına karşı en büyük panzehir.