Siyonizmin Almanya barajı çatırdıyor

27 Eylül günü Berlin’de Almanya tarihinin en büyük İsrail karşıtı eylemi gerçekleşti. Gazze’de yaşanan soykırıma karşı bir araya gelen yüz bin kişi “Tüm gözler Gazze’de” adlı eylemde çeşitli partiler ve örgütlerin önderliğinde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Çok çeşitli grupları ve kesimleri bir araya getiren eylem, Almanya’da rüzgârın farklı yönden esmeye başladığının bir göstergesi oldu. Bu büyük eylemin yanı sıra, daha küçük ama siyasi olarak çok sert bir Siyonizm karşıtlığı sergileyen eşzamanlı eylemlerin de gerçekleştiği aktarılıyor.
Bu eylem, Avrupa genelinde aynı başlıkta örgütlenen eylemler zincirinin bir parçası olsa da, Almanya’da ve bu kadar büyük bir kitlesellikte gerçekleşmiş olması ayrı bir önem taşıyor. Almanya, diğer emperyalist merkezler gibi Siyonizmi koşulsuz olarak desteklemek ile kalmıyor aynı zamanda bu desteği ülke içinde çok daha yaygın ve güçlü bir propaganda ağı ile pekiştiriyor. ABD ve İngiltere’de Siyonizme destek için kullanılan yaygın propaganda aracı Hristiyanların bir kısmına hitap eden “Hristiyan Siyonizmi” iken; Almanya’da bu araç daha seküler ve yaygın kabul gören ve İkinci Dünya Savaşı dönemindeki Yahudi soykırımına referans yapan bir “geçmişle yüzleşme” mitidir. Bu propaganda aygıtı o kadar güçlü ki, milletvekilleri ve bürokratlar açıkça İsrail’e olan koşulsuz desteği “Alman devletinin varlık nedenlerinden biri” olarak ifade etmekten kaçınmamaktadır. Yine kısa süre önce, Alman devletinin ülkede yaygınlaşan İsrail karşıtı fikirlere karşı yaptığı yasal değişiklikle, İsrail’in varlığını tanımak Alman vatandaşlığı için bir koşul haline getirilmiş durumda. Böyle bir ortamda gerçekleşen İsrail karşıtı eylemler işte bu nedenle çok daha anlamlı. Ülkede değişen havanın bir başka göstergesi olarak, yakın zamanda yapılan bir anket Almanya’daki tüm partilerin seçmenlerinin çoğunluğunun İsrail’in soykırımına karşı olduğunu gösteriyor.
Almanya’daki Siyonizm propagandasının gücünü ve bunun zayıflamasının önemini anlattık. Ancak Siyonizmin elindeki en etkili kontrol aracı, dini veya seküler olsun, iç tutarlılığı olan propaganda sistemleri değil. En etkili araç halkların güçsüz olduklarına, ülkelerinin İsrail’e yönelik siyasetine etki edemeyeceklerine inandırılmış olmaları, bazen ülkedeki iktidarın sözde muhalefetiyle yetinmeleri, bazen de İsrail ile ilişkileri “normalleştirmeyi” dahi kabul edebilmeleri. Siyonizmin en çok isteyeceği şey, bu durumun kabullenilmesi. Ama tüm dünyada emekçi halk gözünü Gazze’ye diktikçe başlarındakilerin Siyonizmi aklamasına, İsrail’le işbirliği içinde olmasına, Siyonizme desteğine sessiz kalmıyor. Kendi hükümetlerini, iktidarlarını Gazze’ye sahip çıkmaya zorlamak için harekete geçiyor, mücadele ediyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır.