Kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze ve kadın cinayetlerine karşı EMEKÇİ KADINLAR EN ÖNE!

Kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze ve kadın cinayetlerine karşı EMEKÇİ KADINLAR EN ÖNE!

Türkiye’de kadınlar her yeni güne bir kadın cinayeti veya kadına yönelik şiddet haberiyle uyanıyor, her geçen gün artan şiddet, taciz, tecavüz olayları karşısında canları burunlarında yaşamaya devam ediyorlar. 2021’de Kasım ayına kadar 296 kadın, kadın cinayetlerinde hayatını kaybetti. Daha Emine Bulut’un, Şule Çet’in, Aleyna Çakır’ın acısı dinmeden, Eda Nur Kaplan’ın, Emine Gökkız’ın, Esra Hankulu’nun, Şebnem Şirin’in ölüm haberleri dağlıyor yüreklerimizi.

Kadın cinayetleri politiktir! İstibdad sorumludur!

Önümüzdeki tablo buyken, hayatındaki erkek tarafından vahşice katledilen Şebnem Şirin’in ölümünün hemen ardından AKP sözcüsü Ömer Çelik, kadın cinayetlerinin politik bir tartışma olmaması gerektiğini söyledi. İstibdadın sözcüsüne göre kadın cinayetleri insani bir konuymuş, herkesin canını yakıyormuş. Oysa canı yanan, kanı dökülen, şiddetle, tacizle, tecavüzle her gün burun buruna yaşayan kadınlar!

İktidar kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden kadınların bütün itirazlarına, protestolarına rağmen çıkarak, kadınları koruyan yasaları uygulamayarak yalnızca kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artmasına sebep oluyor. Kadın cinayetleri alabildiğine politiktir ve kadına yönelik şiddete karşı verdiğimiz mücadeleyi, fail erkeklere karşı olduğu kadar siyasi iktidara ve erkek egemen kapitalist sisteme karşı da vermek zorundayız!

Emekçi kadınlar mücadeleye, örgütlenmeye, EN ÖNE!

Bu mücadelenin en ön saflarını tutması gerekenler ise, erkek egemen kapitalist sistemin ve istibdadın sopasının, hem şiddetin, hem sömürünün yükünü en çok taşıyanlar, yani emekçi kadınlardır. Fabrikalarında, iş yerlerinde, mahallelerde, direniş çadırlarında ve grevlerde örgütlenen, mücadeleye atılan emekçi kadınlar, işçi direnişlerine öncülük eden işçi kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı da bir adım öne çıkmalıdır!

Çağrımız ekmeğini kazanmak için her gün canını dişine takıp çalışan, kaybedecek çok şeyi olmasına rağmen o ekmeği de, ekmek kadar önemli olan hürriyeti de savunmak için kollarını sıvayan tüm emekçi kadınlara! 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde fabrikalarımızda, iş yerlerimizde ve mücadele alanlarında şiddete, tacize, tecavüze ve erkek egemen kapitalist sisteme karşı taleplerimizi haykıralım, mücadeleyi yükseltelim ve örgütlenelim!

• Kadınlara karşı işlenen cinayet, şiddet, taciz, tecavüz gibi suçlarda ağırlaştırılmış ve caydırıcı cezalar uygulansın!

• Kadınlara yönelik suçların görüldüğü davalarda “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi kaldırılsın!

• Kadınların şiddetten korunabilmesi için gece sokaklar iyi aydınlatılsın. Geceleri kamu ulaşımı yaygınlaştırılsın. Kamu ulaşımı ücretsiz olsun.

• Fabrikalara ve iş yerlerine personel servisi zorunluluğu getirilsin. Havanın karanlık olduğu saatlerde kadın işçiler evlerinin önünden alınsın.

• Her bölgeye yeterli sayıda kadın sığınma evleri açılsın!

• Şiddet gören, tehdit altında olan bütün kadınlara ekonomik güvence ve iş imkânı sağlansın!

• Şiddete, tacize, tecavüze maruz kalmış bütün kadınlara ücretsiz psikolojik destek sağlansın!

• Kreş yardımı sadece belli bir kadın oranına sahip fabrikalarda değil, bütün fabrikalarda sağlansın! • Her iş yerine kreş açılsın!

• İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı iptal edilsin! Kadınları koruyan yasalar uygulansın!

• Özsavunma evrensel bir haktır, nefsi müdafaa uygulayan kadınlar yargılanamaz!

• Kadına yönelik şiddeti anında savuşturmak için fabrikalardan, iş yerlerinden, sendikalardan, mahallelerden başlayarak her alanda özsavunma örgütlenmeleri kuralım!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2021 tarihli 146. sayısında yayınlanmıştır.