Kamu emekçilerinin Memur-Sen ve istibdadın kıskacından kurtulması için grevli Toplu İş Sözleşmesi hakkını kazanması şart!

Kamu emekçilerinin Memur-Sen ve istibdadın kıskacından kurtulması için grevli Toplu İş Sözleşmesi hakkını kazanması şart!

Yaklaşık 4 milyon memur ile 2,5 milyon memur emeklisinin maaş ve aylıklarına yapılacak zam oranının ve sosyal hakların belirleneceği 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşme (TİS) görüşmeleri 1 Ağustos itibarıyla başlayacak.

Hükümet ile yapılacak görüşmelerde yetkili sendika Memur-Sen, bir sendikadan ziyade AKP’nin arka bahçesi vazifesi gören bir yapı. Hükümetin açıkladığı enflasyon beklentisinin altında zam oranlarına imza atmaktan, enflasyon farkının imza attıkları TİS sebebiyle eksik hesaplanmasına ve bu yüzden memurların çarpıtılmış enflasyon oranlarının bile altında zam almasına sebep olmaya kadar rezil bir sicile sahip. Bu yüzden Memur-Sen’den bu sene de bir beklenti içinde olmak için sebep yok!

KESK’in vazifesi TİS tiyatrosunun değil mücadelenin parçası olmaktır

Eğer Mehmet Şimşek’in Orta Vadeli Programı’na rağmen memurlar ve memur emeklileri bir kazanç elde edecekse bunun öncülüğünü ancak KESK yapabilir. Çünkü KESK kamu emekçilerinin sokakta, fiilî mücadeleyle kurduğu bir sendikadır. Ancak KESK de somut taleplerden oluşan ve kamu emekçilerini harekete geçirecek bir mücadele programı ortaya koymuyor. Bir mücadele hattı oluşturmak ve tüm kamu emekçilerini bu hattın etrafında toplamaya çabalamak yerine bir talepler manzumesi hazırlayıp sanki bu talepler sadece istemekle alınabilirmiş gibi bir tutum sergiliyor. Böylece kendini sürece hiçbir etkisi olmayan bir pozisyona yerleştirmiş oluyor.

Kamu emekçilerinin yasal grev hakkı yok, TİS süreci özellikle öğretmenlerin de izinde olduğu Ağustos ayında gerçekleştiriliyor. Bunun sebebi gayet açık; çünkü memurların TİS süreci tamamen göstermelik bir oyun olarak tasarlanmış durumda. Bu yüzden KESK de dahil olmak üzere hiçbir sendika veya konfederasyonun hazırladığı listelerin bir etkisi yok. İlk hedef bu düzenin teşhiri ve yerle yeksan edilmesidir. Bunu yapabilmek için de kamu emekçilerinin birleşik cephesini kurmak, her sendikadan ve örgütsüz kamu emekçilerini ortak ve acil talepler etrafında bir araya getirmek ve fiilî grevlerle TİS düzenini hedefe koymak şart.

Unutmayalım kamu emekçileri de işçi sınıfının bir parçasıdır; mücadele ederek kazanamayacağı bir hakkı yoktur ve işçi sınıfı bugüne kadar ne kazandıysa mücadele ederek kazanmıştır. KESK’e düşen de tarihine ve ilkelerine sahip çıkarak bu mücadelenin önüne düşmektir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2025 tarihli 190. sayısında yayınlanmıştır.