KESK’in 30 yıllık tarihi müzakere ile değil, mücadele ile yazılmıştır. KESK, fabrika ayarlarına dönmelidir!
1989 Bahar Eylemleri’yle birlikte kamu emekçileri arasında da örgütlenme ve sendikalaşma çalışmaları fiili olarak kendini göstermeye başlamıştı. Kamu emekçileri önce birer birer sendikalarını ardından da konfederasyonları KESK’i (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) fiili meşru mücadele zemininde kuracaktı. Yıllara yayılan ve ilmek ilmek meydanlarda, işyerlerinde örülen sendikal faaliyet tüm yasal ve fiili zorlukları aşarak tam 30 yıl önce 8 Aralık 1995'te KESK’in kuruluşu ile sonuçlandı.
KESK kuruluşundan itibaren uzun yıllar boyunca kamu emekçilerinin çalışma koşullarının ve ücretlerinin iyileştirilmesi için mücadele ederken aynı zamanda ülkenin temel sorunlarına müdahale etmeyi de sendikal mücadelenin bir parçası haline getiriyordu. Ancak yıllar içinde bu mücadeleci anlayış yerini müzakereci bir anlayışa terk etmeye başladı. Toplu İş Sözleşme (TİS) görüşmelerine yasal mevzuat gereği katılamıyor olmak sadece bir istekler manzumesi hazırlayıp bu istekler listesini duyurmak için basın açıklamaları yapmakla yetinmeye gerekçe yapıldı. Ve tüm bunların sonunda KESK’in kendisi eleştiri konusu oldu, olmaya devam ediyor. Karşımızda günden güne eriyen ve etkinliğini yitiren bir KESK var.
Oysa kamu emekçileri uzun yıllardır ücretlerinin eridiği, çalışma koşullarının kötüleştiği, hatta iş güvencesi gibi en temel haklarının hedefe konduğu bir dönemden geçiyor. Tüm haklı eleştirilere rağmen bugün kamu emekçisinin günden güne sürüklendiği sefaletten çıkışı için tek sendikal seçenek hâlâ KESK’tir. Çünkü fiili, meşru mücadele geleneğine sahip tek konfederasyondur. Çünkü Türk ve Kürt kamu emekçilerini sınıf temelinde bir araya getirebilecek tek sendikal seçenek KESK’tir. KESK’in olmadığı yerde kamu emekçisinin sendikası yoktur.
KESK’in bu bilinçle kendine gelmesi, geçmişine ve geleneklerine uygun olanı yapması; tüm kamu emekçilerini ortak bir mücadeleye kazanmayı önüne koyması tarihi bir sorumluluktur. Kamu emekçileri ve KESK bugüne kadar kazandıklarını müzakereyle değil mücadeleyle kazanmıştır. Bugünden sonra da başka yol yoktur!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2025 tarihli 195. sayısında yayınlanmıştır.






