Tırmanma ve tıkanma

Tırmanma ve tıkanma

DİSK Birleşik Metal-İş sendikası son günlerde çok önemli bir adım attı. Bu adım, ilk başta sınıf mücadelesiyle ilgili gibi durmuyor. Esas olarak uluslararası politikayla ilgili. Ama sınıf mücadelesinin kalbine değiyor. Görelim.

Günümüz dünya politikasının ana hattını iki büyük savaş belirliyor: Ukrayna ve Gazze savaşları. Son günlerde her iki savaşın gidişatında da politik ve diplomatik düzeyde önemli gelişmeler oldu. Bu iki gelişmenin ardı ardına gelmesi çok manalı. Bu yeni gelişmeleri karşılaştırarak çok önemli bir sonuca ulaşabiliriz.

Ukrayna meselesinde çok çarpıcı bir gelişme yaşanıyor: Avrupa ülkelerinin bir bölümü, en başta Fransa’nın “liberal” devlet başkanı Macron, önce Ukrayna’ya asker yollanacağını ima etti, ardından Ukrayna’ya verilen silahların artık Rusya sınırları içindeki hedeflere karşı da kullanılabileceğini.

Bugüne kadar Ukrayna Rusya içinde ve kara sularında birçok hedefi vurmuş, hatta Moskova semalarına (etkisizleştirilen) dronlar yollamıştı. Ama bunların her birini tekzip etti. Savaşın Rusya topraklarına taşmasını istemeyen NATO emperyalistleri, bunları sessizce görmezlikten geldi. Şimdi Amerika ve Almanya karşı iken Fransa, bu savaş konusunda en şahinlerden olan İngiltere ile birlikte artık Rusya’ya saldırılmasına evet diyordu. Sonra bu büyük emperyalist güçlerin hepsi, anlaşılan önceden kararlaştırılan bir mizansenle, aynı çizgiye geldiler: Silahlar Rusya topraklarını hedef alabilecekti.

Bu müthiş önemli bir gelişmedir. Ukrayna savaşında büyük bir tırmanma yaşanıyor. NATO kendi savaşına sahip çıkıyor ve Rusya’ya karşı Ukrayna aracılığıyla yürüttüğü vekâlet savaşında bahsi yükseltiyor. Bütün dünyanın işçi ve emekçileri, savaşın en büyük zararını görecek olan gençliği ve bilinçli kadınları emperyalizmin bu atağına dikkat kesilmelidir.

Peki neden bu tırmanma? Ukrayna savaşı yitirmenin eşiğine gelmiştir. Rusya’nın Harkov’daki taarruzu çok büyük bir tehdit yaratmıştır. Ukrayna halkı ise, başta silah altına alınması düşünülen genç erkekler olmak üzere savaştan soğumaktadır. “Vekil” sendeliyor, “asıl” boylu boyunca savaşa girmeye hazırlanıyor. Sıra NATO askerinin (eğitim, danışman gibi sıfatlar altında) savaşa girmesine gelecektir.

Gazze’de ise emperyalist-Siyonist kampta tırmanma değil tıkanma yaşanıyor. Baş Siyonist Biden bile artık Filistin halkına uygulanan soykırımı savunamıyor. Son günlerde yepyeni bir ateşkes önerisini benimsedi, Hamas da olumlu yaklaştı. Ukrayna’da yangına benzinle giden emperyalizm Gazze’de neden geri çekilmeye yatkın? Çünkü dünya çapında ama en çok Amerika’da en başta gençlik, ama aynı zamanda seçimlerin hemen öncesinde Biden’ın Demokrat Parti’sinin sol kanadı ve işçi hareketi soykırımı kabul etmiyor. Amerikan halkı Biden’ı sıkıştırıyor, Biden Netanyahu’yu!

Ateşkes ilan edilir mi? Zor. Edilirse muhtemelen Netanyahu hükümeti çökecek çünkü hükümet ortağı faşist partilerin önderleri Ben Gvir ve Smotriç çekilme tehdidini açıkladılar.

Neden bu fark? Neden Ukrayna’da tırmanma, Gazze’de tıkanma? Bu karşıtlık, bizim Devrimci İşçi Partisi olarak savaşın başından beri ana tezimizi pratikte kanıtlıyor. Biz, başından beri, her iki savaşın suçlusunun da emperyalizm ve onun askerî aygıtı NATO olduğunu vurguluyoruz. Bu yüzden, Rusya’nın gerici Putin yönetimine ve ezilen Filistin halkının önderliğini şimdilik üstlenmiş olan Hamas’ın politik-ideolojik programının son derecede zararlı boyutlar taşımasına rağmen, emperyalizmin yenilgisini savunuyoruz. Ama hep vurguluyoruz: Bu savaşların en önemli yanı yeni bir dünya savaşı ve barbarlık tehlikesini doğurmasıdır. Bu tehdit ise ne Putin ne Hamas tipi önderliklerle giderilebilir. Dünya halklarının ayağa kalkmasıyla, isyanıyla, devrimle son verilebilir tehlikeye. İşte şimdi Gazze konusunda yaşanan büyük halk hareketi, gençliğin, sosyalistlerin, işçi sınıfının mücadeleye girmiş olması tam da bunun bir ön biçimlenmesidir.

Halk ayağa kalkınca emperyalizm sendeliyor. Ama emperyalizmin tam yenilgisi ancak dünya işçi sınıfı örgütlü biçimde mücadeleye girerse kazanılacaktır. Bu bakımdan, Birleşik Metal-İş sendikasının son aldığı karar, Filistin halkının yaşadığı felakete karşı tepkiye her işçi eyleminde yer verme kararı, çok doğru yönde bir karardır. Bu kararın bütün sendikal harekete yayılmasını sağlamalıyız. Türkiye işçi sınıfını Filistin’le dayanışmanın, soykırıma ve barbarlığa karşı mücadelenin öncüsü haline getirmeliyiz.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2024 tarihli 177. sayısında yayınlanmıştır.