Barınma hakkımıza yapılan saldırılara karşı çözüm örgütlenmede!

Yurt

10 Nisan’da Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler sonucunda barınma şartlarının kapsamı genişletildi. Mevcut şartların arasına “Cumhurbaşkanına hakaret etmeme” gerekliliğinin yanında “Devletin kurum ve organlarını aşağılama, kamu barışına karşı suçlardan mahkûm olmama” maddeleri de eklendi. Bu maddeler açıkça öğrencilerin siyaset yapma hakkına müdahale anlamına gelmektedir. Hakkımızı savunmak için yaptığımız basın açıklamalarının keyfi biçimde “kamu barışına karşı” bir suç teşkil ettiği sayılıyor, dahası sosyal medyada yapılan herhangi bir paylaşım yine keyfi biçimde “Cumhurbaşkanına hakaret” kapsamına sokulabiliyor. İstibdad bu suçlamaları zaten kendi çıkarına, keyfi bir şekilde kullanıyordu. Bunlar yetmezmiş gibi aynı keyfi suçlamalar şimdi de öğrencilerin barınma hakkına müdahale için uygulanacak. Barınma hakkımıza saldırı, doğrudan eğitim hakkımıza saldırıdır.

Yapılan bu hamleler istibdadın yükselen her sesi kısma çabasının bir başka örneği anlamına geliyor. Zaten yıllardır üniversitelere yapılan siyasi müdahaleler, kayyım atamaları gibi hamleler öğrenci hareketini bastırmayı, kampüsleri sindirmeyi hedeflemekteydi. Şimdi yapılan bu saldırı da yine aynı sindirme politikalarının bir devamı iken bu zamanda yapılması da tabii ki tesadüf değil.

Gençlik haklarından taviz vermeyecek

2021 yılı Boğaziçi öğrencilerinin mücadelesi ile başlamış, gençlik iktidarın yapacağı hamlelere sessiz kalmayacağını göstermiş ve bu yüzden de tüm istibdad cephesinin hep bir ağızdan saldırmasına vesile olmuştu. Direnişin başından beri öğrencileri gözaltılarla, yukarıda sayılan maddeleri gerekçe göstererek yapılan suçlamalarla bastırmaya çalışmışlardı. Nasıl Gezi ile başlayan halk isyanı sürecinde ve sonrasında öğrencileri yurtlardan atmışlarsa şimdi de yine yükselen mücadele dinamiğini, bu sefer bunu resmileştirerek, aynı yollarla bastırmaya çalışmaktadırlar. Öğrenciler sadece yukarıda sayılan keyfi suçlamalar yüzünden yurttan atılma tehlikesiyle karşı karşıya değil. Parası olanın düdüğü çaldığı eğitim sistemi altında emekçi çocukları binbir türlü sorunla uğraşırken yurt ücretlerine yapılan zamlar da barınma hakkımıza yapılan saldırının bir diğer biçimi. Emekçi aileler çocuklarının eğitimi için dişinden tırnağından arttırırken öğrencilerin yurt haklarının ellerinden alınmasına müsaade edilemez.

Aslında tüm bu müdahaleler, iktidarın öğrencilerin yükselen sesinden ne kadar korktuğunun kanıtıdır. Korkuyorlar çünkü kampüslerimizde, yurtlarımızda hatta tüm memlekette bu baskı rejimine ancak bu şekilde, örgütlenerek ve birlikteliği büyüterek engel olacağımızın çok iyi farkındalar. Gerek geçen yıllarda OHAL sürecinde hocalarımıza uygulanan baskılar ve ihraçlar gerek geçen aylarda gördüğümüz hedef göstermeler bize bu baskıların sadece öğrencilere değil, üniversitenin emekçilerine de uygulandığını göstermektedir. İstibdadın baskısı tüm üniversite bileşenlerini tehdit etmekteyken çözüm de ancak öğrencilerin ve üniversite emekçilerinin beraber verecekleri omuz omuza mücadelededir. Barınma ve eğitim hakkımıza açıktan yönelen bu saldırıya cevabımızı istibdada karşı birlik olarak, örgütlü mücadeleyi yükselterek vereceğiz!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2021 tarihli 140. sayısında yayınlanmıştır.